Boşanma eşler için zorlayıcı bir yaşam deneyimidir. Ne kadar mutsuz ve sorunlu bir evlilik olsa da bireylerin hayatlarında çoğunlukla önemli bir kırılma noktası olmaktadır. Burada çift bireysel kayıpların etkilerini yaşarken eğer aynı zamanda ebeveynse boşanmanın çocukların üzerindeki etkilerine dair endişeler de çiftin gündeminde olur.
Yetişkinler için bile katmanlı bir kayıp ve yas olan boşanma çocukların üzerinde de büyük etkiler taşımaktadır. Birçok düzenin değişmesi, aile bireyleri arasındaki ilişkilerin yeni formunu alması çocuklar için yoğun bir duygulanıma sebep olacaktır. Bazen çocuklar anne babasının boşanma sebebi olarak kendilerini suçlamakta, bazen anne veya babalarına yoğun öfke duymaktadır. Bu duygusal deneyimler inişler çıkışlar içermekte ve farklı dönemeçlerde daha yoğun görülmektedir.
“Ey Travma Bizden Uzak Dur” (Levine ve Kline, 2014) kitabında anne ve babanın boşanma sırasında çocukların zorlanacağı sekiz dönemeç şöyle sıralanmıştır:
- Anne ve babanın ayrılacağı söylendiğinde
- Anne veya babanın evden taşınacağı söylendiğinde
- Velayet düzenlemesi yapıldığı dönemde
- Finansal düzenlemeler yapılırken
- Annenin ve babanın evi olarak iki ayrı ev düzenine geçilirken
- Anne veya baba başka birileriyle görüşmeye başladığında
- Anne veya baba başka şehre taşınacağı zaman
- Anne veya baba başkalarıyla evlenmeye karar verdiğinde
Tüm bu değişimler sırasında hayal kırıklığı, öfke, üzüntü, pişmanlık, kaygı gibi duygular peşi sıra yaşanabilmektedir. Çocuklar bu duyguların hepsini taşımakta tek başlarına zorlandıkları için yetişkinlerin desteğine ihtiyaç duyarlar. Burada ebeveynlere büyük sorumluluk düşmektedir.
Bu geçiş dönemlerinde çocuklara hassas yaklaşımlar büyük önem taşımaktadır. Açık bir iletişim ile süreç hakkında çocuklar bilgilendirilmeli, onların duygu ve düşüncelerini açıkça ifade etmeleri için güvenli bir ortam sağlanmalıdır. Her iki ebeveynle de tüm değişime rağmen sevildiklerini, değerli olduklarını hissedecekleri ilişkilerinin olması onların daha az zarar görmesine yardımcı olacaktır. Çocukların boşanma gerçekleştikten sonra da hala bir çocuk olarak kalabileceklerini, ebeveynlerinin onlara yine ebeveynlik yapacağını ve zor durumlarda onlara destek olacaklarını bilmeleri onların yaşadıkları kaybın duygusal yoğunluğunu taşımalarında yardım edecektir.
Çocukların hayatlarındaki rutinleri sürdürmesi özellikle boşanma gibi yıkıcı durumlarda önemli bir koruyucu role sahiptir. Düzendeki değişimlerin yarattığı stres içinde rutinler güvenli bir alan görevi görür. Çocuklar için önemli rutinleri sürdürmede ebeveynler dikkatli davranmalıdır.
Evden ayrılan ebeveynle görüşme sıklığının olabildiğince fazla olmasına özen göstermek özellikle ilk zamanlarda ‘terk edildim’ düşüncesinin oluşmaması için çok önemlidir. Eğer başka bir şehre taşınma gibi bir durum söz konusuysa da en azından telefon, internet yardımıyla sürekli iletişim halinde olmaya dikkat etmek önemlidir.
Ne yazık ki sıklıkla karşılaşılan bir problem de eşler arası meselelerde çocuğun bir tehdit unsuru olarak kullanılması ve çiftlerin meselesine çocukların da dahil edilmesi. Çocukların çift problemlerinde halkanın bir parçası haline getirilmesi, çocuklara zaten zor olan bir dönemde iyice kaos içine girmelerine sebep olmaktadır. Ebeveynlerin birbirlerini çocuklara kötülemeleri, anne veya babasıyla görüştürmemekle tehdit edilmeleri, eşlerin birbirleri hakkında haberdar olmak için çocukları kullanmaları, çocuklar aracılığıyla haber göndermeleri çocukları yalnızlaştırmakta ve çocuklara güvensiz bir ortam yaratmaktadır. Çift meselelerinde çocuklara da bir yer tahsis etmek çok büyük bir hata olacaktır. Bu tür yaklaşımlardan kaçınılmalıdır.
Boşanma zor bir yaşam deneyimidir ama doğru adımlar atarak ebeveynler hem kendilerini hem de çocuklarını zarar görmekten koruyabilirler. Bu sürece dahil olan herkesi iyi gözlemlemek, adım atmadan önce doğru değerlendirmeleri yapmak, doğru adımları atmak, her şeyden önemlisi duyguların ifade edildiği ve yaşandığı güvenli bir ortam sağlamak travmatik etkilerin ortaya çıkmasında engel oluşturacaktır.